İsrail saldırıları ve ablukası altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyinden göç etmek zorunda kalan Filistinli kadın, İsrail ordusunun “güvenli geçiş koridoru” olarak belirlediği yollarda her türlü korku ve tehlikeyi yaşadıklarını söyledi.
İsrail, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’deki saldırılarından sonra 17 yıldan bu yana abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi’ne savaş ilan etti.
Gazze’ye 42 gündür yoğun saldırılarını sürdüren İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilerden sık sık “güvenli koridorlar” diye belirlediği güzergahlardan güneye çekilmelerini istiyor.
Ağır bombardımandan kaçmak zorunda kalan yüz binlerce Filistinli, Gazze’nin kuzeyindeki bölgelerden güney bölgelerine geçmeye çalışıyor.
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda öğretmenlik yapan 48 yaşındaki İntisar Rızk el-Arabid, kuzeyden güneye göç yolculuğunda yaşadıkları korku ve sıkıntıları AA muhabirine anlattı.
İsrail’in ağır bombardımanı nedeniyle Gazze Şeridi’nin kuzeyinden orta kesimindeki bölgeye sığınmak zorunda kaldıklarını belirten Arabid, ailesiyle birlikte bu yolculuk sırasında her türlü sıkıntı ve korkuya maruz kaldıklarını dile getirdi.
Saldırıların yanı sıra Gazze Şeridi’nin tam ablukaya alınmasına bağlı olarak kuzeyde ulaşım araçlarının kalmadığına işaret eden Arabid, Gazze’nin orta kesimlerine yolculuklarında uzun süre yürümek zorunda kaldıklarını aktardı.
Arabid, bir ayağının kırık olduğunu ifade ederek, yola çıkmadan önce kuzey bölgesinde yaşadıkları korkunç anlara ilişkin şunları kaydetti:
“İsrail ordusu, kuzeyde olduğumuz son gece biri Endonezya Hastanesi’nin olduğu bölge olmak üzere 3 noktayı bombardıman yağmuruna tuttu.
O gece 120 metrekarelik bir eve 45 kişi sığınmıştık. Çocuklarımız korktu ve Cibaliya Mülteci Kampı’nı da korku sardı. Bunun üzerine oradan da çıktık.”
Kırık ayağıyla uzun süre yürümek zorunda kaldığını vurgulayan Filistinli kadın, İsrail ordusunun ağır bombardımanı sonucu yolların da kullanılamaz hale geldiğini söyledi.
Arabid, yol boyunca birçok kez düştüğünü ve kocasının kendisini taşımak zorunda kaldığını ifade ederek, “Bureyc Mülteci Kampı sakini olmama rağmen kampı tanıyamadım, binalar bombalanarak yerle bir edilmişti.” diye konuştu.
Her anı ölümle korkusuyla geçirdiklerini vurgulayan Filistinli Arabid, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazıları araçların içinde olmak üzere şehitlerin cenazeleri yollarda kömürleşmiş halde duruyordu, (İsrailli) keskin nişancılar da güvenli diye iddia ettikleri koridorlardan geçenleri takip ediyordu.
Geçtiğimiz koridorların birinde çocuklarım ve başka erkekler, çıplak halde fiziki aramalara ve her türlü rezilliğe maruz kaldılar.”
İsrail ordusunun “güvenli geçiş koridoru” olarak belirlediği güzergahta binaların tepelerine keskin nişancılar yerleştirdiği için bazı bölgeleri yerde sürünerek geçtiklerini dile getiren Arabid, kendisinin daha sonra bir gencin yardımıyla Nuseyrat Mülteci Kampı’na kadar motosiklete bindiğini anlattı.
Gazze Şeridi’nin kuzeyinden orta kesimindeki Deyr Belah’a ölüm korkusuyla gelebildiklerini vurgulayan Arabid, “Korkunç manzaralarla karşılaştık, insanlar korku içindeler. Kuzeyde yaşadığımız tüm korkular, güvenli geçiş koridorları olarak iddia ettikleri güzergahta yaşadığımız korkunun yüzde biri bile değil.” ifadelerini kullandı.